İÇ BARIŞ İÇİN DİLLERİN DİKENSİZ OLMASI LAZIM

Meramımızı en başta vurgulayalım; şayet bir iç barış olacaksa,  ‘Terörsüz Türkiye’ adımı ile terör bitecekse Meclis kürsüsünden Türk Milleti’nin kahramanlarına en ufak olumsuz bir kelime dahi edilmemelidir.

Meclis kürsüsü kuyruk acısıyla iftira ve salya saçma yeri değildir.

DEM’li George Aslan mevcut siyasi iklimin duruluğundan faydalanarak TBMM’de mümtaz şahsiyet Talat Paşa’yı ve Türk Milleti’ni soykırım yalanıyla suçlamıştır. Şayet bir soykırım olduysa George Aslan bu soykırımdan nasıl kurtulmuştur? Talat Paşa katilse bu katliamın maktulü olmaktan hangi nedenle muaf tutulmuştur?

Edebinden susan insanların nasırına basarsanız, necip Türk Milleti’nin ayağa kalkacağı unutulmamalıdır. Titizlikle dokunan ‘Terörsüz Türkiye’ adımını gerçekleşmesi isteniyorsa, gönüllerde yer tutması murat ediliyorsa, Aslan gibi çatal dilliler susmalıdır.

Sadece Aslan değil, ortamın nazikliğinden faydalanan hiç kimse Talat Paşa gibi değerlere dil uzatmamalıdır. Kendi ataları orada burada fink atarken, Talat Paşa ve arkadaşlarının kelle koltukta gezdiği unutulmamalıdır. 

Hatalarıyla, doğrularıyla ve yanlışlarıyla Talat Paşa bu milletin gönlünde yer etmiştir. Kayserimiz dahil bir çok ilde adının verildiği mahalle, cadde okullar bulunmaktadır. Bir DEM’li vekil soykırım iftirası attı diye Talat Paşa soykırımcı olmaz.

Kaldı ki büyük Türk Milleti’nin kahramanlık ve insanlık kokan tarihinde hiçbir zaman toplama kamplarına, gettolara rastlanmamıştır. Rastlanmadığı için de Aslan gibi değişik din ve millete mensup kişiler halen aramızdadır.

Milletimizin sessizliği asaleti ve tevazudandır. Yeri gelince gürlemesini bilen Türk Milleti’nin gelişmeleri en ince ayrıntısına kadar takip ettiği asla ama asla unutulmamalıdır.