Bünyan, iki Selçuklu kervansarayının bulunduğu Türkiye’nin tek ilçesidir. Bünyan ilçesinin Türkler tarafından kuruluşu da Selçuklu döneminde olmuştur. Hatta Bünyan’a ilk yerleşenler arasında Evhaüddin-i Kirmani’nin talebelerinden Muhammed Alâi’nin torunlarının bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca, Sultan Sencer’in anne tarafından akrabalarının Bünyan’a yerleşen Salurlulardan olduğu ve Karahanlı Devleti topraklarından Anadolu’ya geldikleri söylenir. Bu çerçevede Bünyan Ulu Camii de Selçukluların son döneminde Doğu Türkistan’dan Kayseri’ye gelen Tac-ı Kızıl Ailesi tarafından yaptırılmıştır. Bu ailenin Kayseri Merkezde, Atatürk Evi ve civarında kendi adlarını taşıyan Tac-ı Kızıl Mahallesi bulunduğu gibi, Mehmet Çayırdağ hocamın araştırmalarına göre Sasık ve Taşkıncık Mahalleleri de bu soydan insanların kurduğu mahalleler idi. Hatta Taşkıncık adı bile Bünyan Ulu Camiini yaptıran Esen Kutluğ oğlu Emir Zahireddin Mahmud’un oğlu Taşkın Paşa’nın adından gelmektedir. Ürgüp’ün eski adı Damsa, yeni adı Taşkın Paşa olan beldesi bu oğulun adından gelir ve burada oturanlar da aynı Bünyan gibi Kayseri’den göçen bu köklü ailenin soyundan gelen insanlar tarafından kurulmuştur.
Alaeddin Keykubat dönemi Anadolu’su, bir zenginlikler ülkesidir. Bu ulu sultan, Kayseri’ye iki saray yaptırmıştı. İki eşinin de türbesi Kayseri’de bulunduğu gibi eşlerinden Hunat Hatun adına yapılan Külliyenin de ulu sultanın gölgesi düşmeden yapılamayacağı aşikârdır. Moğol tehlikesine karşı Kayseri Kalesini öyle onartmıştı ki aslında bugünkü Kayseri Kalesine onun eseri denmesi bile gerekebilir. Kayseri şehir merkezine doğru gelen iki ipek yolunun üzerinde yaptırdığı iki kervansaraydan Sultanhanı kendi adını taşıdığı gibi, diğeri de Sultan Alaeddin inşaatı başlattıktan sonra vefat edince kervansarayı büyük bir vefa duygusu ile tamamlayan veziri Emir Celaleddin Karatay’ın adını taşımaktadır. Tabii ki o zamanın en büyük ticari panayırı olan Yabanlu Pazarının da o dönemde en muhteşem zamanlarını yaşadığını söylemek gerekir. Yabanlu Pazarı bugünkü Pazarören olup Pazarören’in hemen altında bulunan Han köyü de bu panayırla ilişkilendirilmelidir. Bu çerçevede İpek yolu ticaretini elinde tutan Yabanlu Türkmenlerine ayrıca dikkat çekmek isterim. Pınarbaşı’nın han köyündeki hanın duvarında Salur boyunun damgasının bulunması da ta Çin içlerinde yaşayan Salur boyunun Anadolu içlerine kadar ticari yollarda ne kadar etkili olduklarını göstermesi açısından da önemlidir.
Sultan Alaeddin’in Kayseri’yi ne kadar çok sevdiğini başta İbni Bibi olmak üzere birçok tarihçi belirtiyor. Bugün hala şehirde onun adını taşıyan yerler var. Şeker Gölünün yanında yer alan Keykubadiye Sarayı, sarayın yanı başındaki Keykubat Tepesi ve Keykubat Mahallesi bugün dahi ismen yaşamaktadır. Aslında bugün Şeker Fabrikasından dolayı adını Şeker Gölü olarak değiştiren mekân da Keykubat Gölü idi.
Sultanın Kayseri yöresinde bulunan vakıflarını Osmanlı vergi defterlerinden dahi takip etmek mümkün iken bugün bu vakıfların akıbetini yine birçok vakıf gibi bilemez vaziyetteyiz. Osmanlı Vergi defterinde Büyük Bürüngüz köyünde yaptırılan bir mescidin kaydında Alaeddin Kayzer Vakfı diye bir ibarenin bulunduğunu görmenin şaşkınlığını yaşamıştım. Şimdi mescidin üzerinde sadece tamir kitabesi var ve mescit kendisi de büyük bir hayırsever olan Alaeddin Bozkurt Bey’in adıyla anılıyor.
Gelelim Bünyan’a… Adı Selçuklularla anılan ve iki Selçuklu Kervansarayı bulunan Bünyan, bugünlerde bir ahde vefa göstermeye hazırlanıyor. Bünyan’ın girişine bir Alaeddin Keykubat Heykeli dikilecek. Çocuklara ve gençlere Alaeddin Keykubat anlatılacak, onun adını yaşatmak için bazı cadde ve sokaklara, yeni yapılacak yapılara Alaeddin Keykubat’ın adı verilecek. Tabii ki bu bilincin oluşmasında Kayseri Valimiz Gökmen Çiçek Beyefendinin payı büyük. Birçok konuşmasında Kayserimizin çocuklarına “Alaeddin Keykubat’ın torunları” diye seslenen vali beyin Kayseri topraklarına ektiği tohumlar bu alanda da yeşeriyor çok şükür.
Bünyan Belediye Başkanı Selahattin Metin’i de canı gönülden kutluyorum. Çünkü Bünyan’ın turistik değerlerini tarihle bütünleştirerek mesafeler kat etmesini büyük bir takdirle karşılıyorum. Az zamanda çok büyük işler başarması gerçek bir övünç kaynağımız oluyor biz kültür adamları için.