Çarşamba, Kasım 5, 2025
Kayseri Gün Medya
Ana Sayfaİşte HayatÇocukluğun Özlemi hep içimizde saklı

Çocukluğun Özlemi hep içimizde saklı

Bazen insan, çocukluk günlerine dönmek ister…

O günlerin saflığına, samimiyetine, masumiyetine… Henüz hayatı oyunlardan, rengârenk tebeşirlerle çizilmiş sokaklardan, misketlerden, ip atlamalardan ibaret sandığı zamanlara. En büyük derdinin dizindeki yara bandı olduğu, mutlu olmak için küçük bir şekerin ya da mahalledeki arkadaşlarıyla saatlerce oynamanın yettiği günlere.

Ama özellikle küçük yaşta babasını kaybeden bir çocuk için, bu özlem çok daha ağırdır. Çünkü çocukluk, sadece oyunlarla değil; babanın sıcak gülüşüyle, omzunda taşındığı günlerle, parkta sallanırken sırtında hissettiği güvenli ellerle güzeldi. Babasını kaybetmeden önceki o günler, sanki bir masalın en güzel bölümü gibidir. İnsan, o masalın içinde hep kalmak ister.

Büyüyünce fark ederiz ki, çocukluk aslında hayatın en değerli hazinesiymiş. Kış gecelerinde sobanın başında patlamış mısırla içilen bir bardak çayın tadı, yaz akşamlarında sokakta oynarken annenin pencereden “Hadi artık eve!” diye seslenişi, babanın işten geldiğinde kapıda karşılanışı… Hepsi zamanla birer hatıraya dönüşür. Ve o hatıralar, kalbin en derin yerinde saklı kalan bir hazine gibi yeniden yaşanmak istenir.

Çocukken dünya çok daha basitti. Bir düş kırıklığını babanın bir gülümsemesi, annenin bir sarılışı unuttururdu. Ama küçük yaşta baba yokluğu yaşamış bir çocuk için o eksiklik, ömür boyu taşınan sessiz bir yaradır. İşte bu yüzden insan, geçmişe dönmek, babasını kaybetmeden önceki o güvenli, huzurlu günlerde yeniden çocuk olmak ister.

Hayat ilerler, yıllar geçer, insan büyür… Ama kalbinin en derininde hep çocuk kalır. Ne kadar yaş alırsak alalım, ne kadar yol yürüsek de içimizdeki o çocuk, elinden tutacak bir baba hayaliyle yaşar. Çünkü çocukluk, aslında hiç bitmeyen bir özlemdir.

İLGİLİ BAŞLIKLAR
- Reklam -
Kayseri Gün Medya

Son Eklenenler