21 Ocak 2024 benim için çok önemli bir tarih…
Bir yılda, 10 yılda, 40 yılda olmayan…
Bir anda oldu…
Allah’a güven… Telaş etme…
Gecikmenin hikmetini anlamakta…
“Allah’ın zamanlaması her şeyde mükemmeldir”
Tam da böyle oldu… Benim Umre’ye gidişim.
O gün sabah tramvay beklerken; yanı başımda bekleyen hanımefendiye şöyle bir hayran hayran bakıp…
“Allah C.C. katında değerinin ne olduğunu bilmek istersen, seni nasıl bir işte bulundurup, neyle meşgul ettiğine bakıver” sözünü hatırlayıp imrenmiştim…
“Akşamında eşim Umre’ye gitmek ister misin?” deyince hiç tereddüt etmeden tabi ki dedim…
Çünkü parası çok olanın değil,
Allah’ın çağırdığının gittiğini çok iyi biliyordum…
Daha öncesinde bir yazı düşmüştü önüme…
“Buraya gelenler ancak çağırılanlardır…” diyordu…
***
“Allah katındaki yerinizi bilmek isterseniz Allah’ın sizi ne ile meşgul ettiğine iyi bakınız! Allah sizi kendisi ile meşgul ediyorsa bilin ki sevilen kullar zümresine dâhil olmuşsunuzdur.”
***
Mustafa Hoca, Ömer Hoca, Burhan Hoca ve Ramazan hocaya sonsuz şükran ve minnetlerimi bir borç biliyorum burada onlara ayrı ayrı teşekkür etmek isterim… İlimleri ve insanlıkları ile bütün kafileye ilham verdiler… Allah cümlesinden razı olsun…
Kabe’deki Altınoluk, Osmanlı yapımı ve üzerinde yağan yağmur suyu altın bir oluktan aksın diye ecdadımız tarafından yapılmış. Yönü Türkiye’yi gösteriyor olmasının hikmeti ise ‘rahmeti bereketi vatanımıza aksın’ diye. Bu ne kadar ulvi düşüncenin eseri…
Umre ziyareti sırasında bu ve benzeri pek çok şeyle gurur duydum… Ecdadımızın ruhları şad olsun… Allah razı olsun…
Ya Nasip…
Hepiniz duymuşsunuzdur…
Sınır kapısına kadar gidipte bir aksilik olup dönenleri…
Bizim kafilede de buna benzer bir olay oldu… Sivas kafilesinden Ali amca ve eşi birlikte gitmeye karar verdikleri Umre yolculuğu, sadece Ali amcaya nasip oluyordu… Eşi iki gün öncesinde hastaneye yatmış… Gidemedi… Belki bu yüzdendir Ali amcanın hiç kafası üstünde değildi… Tavaftan sonra say yaparken kayboldu… Dört koldan aradık bulamadık… Umre’ye ve hacca daha öncesinde gidenler,
– Böyle bir kalabalığı hac vazifesini yaparken bile görmedik, diyorlardı.
Ali amcayı merak ederek ve inşallah kaybolmamıştır, diye dua ederek bitirdik, say’ımızı… Allah’tan otelin adresinin olduğu kartviziti göstere göstere bulmuş, otele gitmiş. Şükür…
Ama onun da bizim gibi ilk Umre ziyaretimiz olduğu için tavaf yapıp Umre’yi tamamladığını düşünen Ali amca ihramı çıkarıp, üzerine de bir sigara yakıp inmiş lobiye… Ali amcayı gören hocamız,
– Ali amca sen ne yaptın cezaya düştün. Hemen ihramı giyinip gidip say yapacaksın, demesiyle Ali amca şükürler olsun hocalarımızın da yardımı ile Umre’sini yaptı da biz de rahatladık…
***
Rahmetli babaannem hep derdi, “hac yolu genç yolu” diye o kadar haklıymış ki… Bir de Muhsin amcanın benzer bir durumla yarım kalan tavaf ve say’ını yaptırmak için gidiyoruz… Muhsin amca ve biz küçük bir kafile ile tavaf yapıyoruz. Aynı izdiham var tabi ki… Muhsin amca onca huşu içinde tavaf yapan insanlara dönerek,
– Bunların var ya bıçağı karnına dahıp çevireceğin, hepsini kurşunlayacağın, dedi,
– Amannn, dedi hoca,
– Ne yapıyorsun Muhsin amca yapma bunların hepsi Müslüman, Müslüman olmayan, inanmayan insanın burada ne işi olur? O senin dediklerin bunlar değil… Mümkünse, yapabiliyorsan bunları Filistin’deki kardeşlerimizi katleden İsrail’e sakla, dedi…
Bunlar ve benzerleri gülerek ve ibretle hatırladığımız bir kaç anekdot…
Aklıma geldikçe yazmak isterim…
***
“Geçmeyen tek bir şey söyle hayatında, geldi ve kaldı dediğin, tek bir şey söyle. Hepsi geldi, hepsi geçti. Dünya dediğimiz şey zaten içinden gelip geçilen yer. İçindeki nasıl gelipte geçmez?”
Bu da geçer YA HU…
Nasip kadar güzel bir kelime var mı?
Ne eminsin, ne de ümitsiz…
Ama senin adına
En iyisini bilene teslimsin… (TEKRAR)