Geçtiğimiz günlerde “turşu zamanı geldi” diye yazmıştım. Turşu limonla mı olur, sirkeyle mi? Hepimizin kulağına tanıdık gelen bu tartışma, Türk sinemasının usta isimleri rahmetli Münir Özkul ve Adile Naşit’in unutulmaz sahnelerinde bile yer bulmuştu.
Benim cevabım ise oldukça net: İkisiyle de olur. Hatta kendi turşularımda hem limonu hem de sirkeyi birlikte kullanıyorum. Çünkü ikisinin birleşimiyle ortaya çıkan tat, bambaşka bir lezzet sunuyor.
Turşu yaparken öncelikle malzemeleri itinayla seçiyorum. Salatalık, kelek, havuç, acur, karnabahar… Hele karnabaharı turşuya çok yakıştırıyorum. Bir de olmazsa olmazım var: Cin biber! O acılığıyla turşuya ayrı bir tat katıyor.
Hijyen bu işin en önemli kısmı. Tüm malzemeleri güzelce yıkadıktan sonra çatal yardımıyla deliyorum ki içine suyunu güzelce alsın. Beş litrelik bidonlara turşumu kurarken, alt kısma mutlaka sarımsak ve biraz da nohut ekliyorum. Ardından sebzeleri özenle, sırayla yerleştiriyorum.
Üzerine önce sirke ve limon tuzu ilave ediyorum sonrasında tuz, biraz da şeker ekliyorum. En sonunda da kaynamış suyla bidonu dolduruyorum. Renklerin buluştuğu, kıtır kıtır sebzelerin bir araya geldiği o nefis turşu, yaklaşık kırk gün sonra soframızda yerini alıyor.
Ve işin en keyifli yanı… Kış sofralarında, hele de kuru fasulyenin yanında turşunun o iştah açan tadına doyum olmuyor.
Turşu yaparken limonmu, sirke mi diye tartışmak yerine, ikisini bir araya getirip lezzeti çoğaltmak en güzeli.