Yine uzun lafın kısasında kalıp bir konuya değinmek isterim müsaadelerinizle
Nedense biz Anadolu insanı kabahati hep başkalarında ararız
Sebep sonuç ilişkisine hiç bakmayız
Bu iletişim örgüsüne sadık kalanlara da teşekkür etmek yiğitliğin harcındandır
Bir zamanlar radyo vardı, sonra televizyon çıktı, sonra bilgisayar ve en son telefon ve yapay zeka
Çoğumuz radyo yıllarını,kimimiz tek kanallı televizyon yayınlı yılları, kimi bilgisayarın babası. Kökü macintoshlu yılları arar dururuz.
Bana sorarsanız hepsini atın bir kenara da kendinizi aşabildiniz mi?
En çok hangi yıllarınızı ararsınız demek daha doğru?
Çoğunuz çocukluk yılları der gibi geldi kulaklarıma….
Dünyada hiç kimse sütten çıkmış ak kaşık değildir, doğru
Peki ama sütü bulandıran, kirleten nedir hiç düşündünüz mü?
Cevap benden gelsin; iletişimdeki mesajlar örgüsü
Tekrar medyaya dönelim
Susam Sokağı,Mahallenin Muhtarları,Eşkıya,Kabadayı,Hababam Sınıfı,Kurtlar Vadisi ve günümüzde Teşkilat ve yıllar geçse de bu ülkede bu sarmalın hiç değişmeyeceğine kalıbımı basarım.
Bir de kitaplar
Gelelim işin yıllarındaki popüler yapımlarına
Rocky,A Takımı,Dallas,Yalan Rüzgarı dersem bu örnekler bana bu yazımdaki sonuca gitmem için bana yardımcı olmaya yeter
Yazıma kendimden değinerek devam ediyim
Yalan Rüzgarı diye bir dizi vardı ABD yapımı Dallas ondan daha eski ama Dallas onun kadar bu dünya toplumlarında etkili olamadı. Çok iyi hatırlarım, Yalan Rüzgarı 90’lı yıllarda saat 15:00 sularında başlar, reklamlarla birlikte 16:30’a kadar süren, toplumumuzun ev bayanlarının başköşe dizisi olmuştu.
Benim de hiç sevmediğim bir diziydi ki bitse de kurban kessem dediğim bir serüvendi analarımızın, bayanların tercih ettiği. Dizinin oynama saatleri benim okuldan gelme saatlerime tekabül ederdi ve o zamanlar her evde olduğu gibi bizim evimizde de tek televizyon olduğundan o diziden başka evde başka yapım izlenemezdi. Ben ise Heidi ,Uçan Kaz hayranlarındandım ama önce Yalan Rüzgarı, taht onda. Konuyu çok dağıtmak istemem ama bazen ev halkının gıcıklığına ve o diziyi sevmememden ötürü, televiyonun üzerinde duran oyalı danteli aşağı indirir ev halkıyla başlasın kovalamaca…
Konuyu uzattım farkındayım ama bu örnek yapımlardan bu günlere bir dem vurmak isterim
Anladınız mı şimdi toplum olarak neden bu kadar birbirimize yabancılaştığımızı, koptuğumuzu
95 yıllarda oturduğumuz binadaki dairelerin kapıları genelde açık olurdu
Binadakiler çocukları daire daire gezerek ararlardı, ya şimdi?
O yıllarda lüks yerine ihtiyaç arama vardı. Cehvrolet özentisi yerine Şahin, Doğan, Kartal özentisi vardı
Ya şimdi? Mc Donalds, Burger King yoktu o zamanlar
Gözleme, peynirli, mantı vardı en doğalından…
Bizler özümüze sahip çıkmazsak toplum olamayız. Bir iletişime maruz kaldığımızda seçici olmazsak gelsin sürünün çobanı demekten başka cümle bulamıyorum maalesef. Bu ülke insanı sürü değildir, çobana da gerek yoktur ama gidişat o yönde maalesef.
Çocuğumuzun televizyonda Teşkilat ve Kurtlar Vadisi izleyip, bakkaldan oyuncak silahla sokakta naralar atmasına seyirci atmasına razı olup seyirci kalırsak büyüyünce ayıklayın pirincin taşını demekten öte yapabileceğim bir durum olmaz maalesef.
Güneş doğudan doğar
Batının kültürü doğudan gitmiştir
Kola denilen içeceğin aslı Anadolumuz’un meyan şerbetinin başkalaştırılmış halidir.
Uzun lafın kısası kitap okuyun ve çevrenizin de okumasına teşvik edin. .Bunu kendiniz için, geleceğiniz için yapın benim için değil
Esen kalın