Kayseri, tarih boyunca yalnızca ticaret yollarının kavşağında değil, aynı zamanda Türkmen boylarının da merkezi olmuştur. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun “Kayseri Aşiretleri, Cemaatleri, Oymakları (1488–1650)” adlı eseri, bu gerçeği rakamlarla gözler önüne seriyor.
Osmanlı tahrir defterlerine dayanan verilere göre, 1488–1650 yılları arasında Kayseri’de 1.165 cemaat (oymak), 31.270 hane ve yaklaşık 165 bin Türkmen nüfusu vardı. Bu rakam, dönemin şartları düşünüldüğünde Kayseri’nin ne kadar yoğun bir Türk yerleşimine sahip olduğunu açıkça gösteriyor.
En Büyük Topluluk Avşarlar
O dönemde Kayseri’nin en büyük topluluğunu Avşarlar oluşturuyordu. 69 bin kişilik nüfuslarıyla açık ara öndeydiler. Onları Eymür (13 bin), Yıva (13 bin) ve Selçuklu Devleti’ni kuran Kınık boyu (11 bin) izliyordu. Bayındır, Salur, Beğdili ve Varsak gibi Oğuz boyları da Kayseri’de hatırı sayılır büyüklükteydi.
Kayseri’de Yörük Obaları
Sadece Avşar ya da Kınıklar değil, yüzlerce Yörük-Türkmen obası Kayseri’de iz bırakmıştı.
Yahyalı Yörükleri: 244 cemaat, 8971 hane ile şehrin hemen her yanına yayılmışlardı.
Danişmentli Türkmenleri: Bünyan, Talas, Tomarza ve İncesu’da yoğunlaşmışlardı.
Köstere Yörükleri: Tomarza merkezli geniş bir yerleşime sahipti.
İslamlu Yörükleri: Kızılırmak boylarında ve Talas-Tomarza hattında bulunuyorlardı.
Bugün Kayseri’deki pek çok yerleşim yeri ve ilçe ismi, işte bu obalardan mirastır: Develi, Yahyalı, Zamantı gibi.
Tarihten Günümüze
Halaçoğlu’nun vurguladığı gibi, Osmanlı kayıtları yalnızca göçerleri kapsıyor. 18. ve 19. yüzyıllarda gelen muhacirlerle, Kafkasya’dan getirilen topluluklarla ve Cumhuriyet dönemindeki değişimlerle Kayseri’nin bugünkü nüfus yapısı tamamlandı. Ancak bir gerçek hiç değişmedi: Kayseri, köklerini Türkmen obalarından alan güçlü bir tarihî kimliğe sahiptir.
Bu nedenle söz konusu eser, sadece akademik bir araştırma değil, aynı zamanda Kayseri’nin kimlik belgesidir.