Sanat İşçiliği

Geçtiğimiz birkaç günü Kapadokya’da geçirdim.
Azmin elinden kurtuluş yoktur düşüncesiyle ilerlediğim sanat kulvarında, hem alanımı genişletmek, hem de değişiklik olması bakımından Kapadokya’da geçirdiğim süre zarfında ara ara Kayseri’de ürettiğim eserlerimden tezgah açıp satış yaptım, yeri geldi yabancı dilimi geliştirip rehberlik yaptım, yeri geldi dünya genelinden gelenlerle muhabbetlerim oldu.
Kapadokya dediğimizde orada faaliyet gösteren sanat atölyeleri ile de tanışmam ayrı bir durum oldu. Kimseden selamımı esirgemem ama herkesle de yakın olmam anlayışıyla sürdürdüğüm bu iletişim süreci verimli geçti.
Buradan ilgilerini eksik etmeyenlere teşekkür ediyorum. Ülkemizin bazı bölgelerindeki belediyeler hariç Kapadokya bölgesindeki belediyelerle irtibat kuramamam, ülkem adına sürdürdüğüm, empati yaptığım süreçte takıldığım engellerden oldu ama tabi belediyelerden destek görmemem çok da önemli değil. Suyu akışına bırakmak lazım çoğu zaman. Yoksa belediyelerin kapılarını çalanlar çok tabi ve hepsine cevap veremeyebilirler ya da vermek istemezler. O da, onların anlayışı partisi ne olursa olsun. Ülkemiz pek çok durumda siyasetten kaybetmiyor mu? Her belediyenin kişiler, olaylar üzerine anlayışı farklı olabiliyor. Memlekette sanat adına laf ebeliği yapan da çok olunca haliyle belediyelerin insanlara, sanatla uğraşanlara her zaman vakitleri müsait olmayabiliyor. Su akar yolunu er ya da geç bulur.
Yunan mitolojisinin geçmişi ve o yıllardaki insanların medeni haline hepimiz şahit olmuşuzdur. Efes’teki kütüphaneler, Bergama’daki antik kent kalıntılarının bize anlattıkları, Didim Apollon tapınağı bu cümlelerimin altını anlam bakımından doldurmaya yeter sanırım. Ya da komünist Rusya, İtalya gibi sanata önem veren ülkelerle bizim ülkemizin gelişmişliğini kıyaslarsak ne demek istediğim açıkça anlaşılır diye düşünüyorum. Eğer ki; sanat bir topluma, insanlığa zarar verseydi, zamanın insanları neden bizden daha medeni yaşayabilmişlerdir sorusunun cevapları akıllara gelir. Sanat eğer ki bir yere zarar verseydi o zamanlarda yaşayan kişilerin vücut yapıları neden günümüz insanlarından daha sağlıklı olmuştu. Eğer ki sanat bir yere zarar vermiş olsaydı o zamanlardaki insanların içinden pek çok edebiyatçı, şair, filozof çıkmazdı.
Eğer ki; okumak, gelişmek zararlı olsaydı o kadar devasa kütüphaneler yapılmazdı.
Ya da Kur’an – I Kerim’in ilk emri oku olur muydu eğer ki okumak, sanat, gelişmek zararlı olsaydı…