EĞİTİM, TİCARETİN KONUSU OLAMAZ

Eğitim, bir milletin en kıymetli hazinesi, geleceğini emanet ettiği en sağlam temeli olmalıdır. Ne var ki bugün ülkemizde eğitim, asli görevinden uzaklaşarak adeta ticari bir sektörün parçası haline getiriliyor. Okul tabelalarının altında rakamlar konuşuluyor, çocukların hayalleriyle değil, velilerin cüzdanlarıyla ölçülüyor.

Bir anne-baba, çocuğunu iyi bir okulda okutmak istediğinde karşısına çıkan tablo çoğu zaman umut kırıcı. Çünkü özel okulların fahiş ücret politikaları, eğitim hakkını sadece belirli bir zümreye ait bir ayrıcalık gibi gösteriyor. Oysa eğitim, bir ülkenin her bireyine eşit sunulması gereken bir hak olmalıydı. Parası olanın daha iyi imkanlara kavuştuğu, olmayanın ise kaderine terk edildiği bir düzen; adalet duygusunu, toplumsal barışı ve geleceğe olan güveni derinden yaralıyor.

Eğitimin bu denli pahalıya satılması, aslında çocuklarımızın geleceğini açıkça pazarlamaktır. Veliler, çocuklarının yarınları için büyük fedakârlıklara katlanıyor; kimi borca giriyor, kimi yıllarca biriktirdiğini harcıyor. Ancak mesele sadece maddi külfet değil; mesele, toplumun gözleri önünde derinleşen fırsat eşitsizliğidir. Çocuğun hangi sıralarda oturacağı, hangi öğretmenlerden ders alacağı, hangi dilde eğitim göreceği artık ailesinin gelirine göre belirleniyor.

Böyle bir ortamda, “çalışkan olan kazanır, emek veren ilerler” anlayışı yavaş yavaş yok oluyor. Çalışkanlığın yerini ekonomik güç, emeğin yerini ayrıcalık alıyor. Eğitim, toplumun tamamını yukarıya taşıyacak bir merdiven olmaktan çıkıp, bazılarını zirveye taşıyan bir asansöre dönüşüyor.

Burada asıl sorun yalnızca velilerin omuzlarına yüklenen ekonomik baskı değil; toplumun ortak geleceğinin ipotek altına alınmasıdır. Çünkü eğitim ticari bir mantıkla işletilmeye devam ederse, yetişen nesiller arasında uçurum daha da derinleşecek. Bu uçurum ise yalnızca çocukların değil, tüm ülkenin kaderini olumsuz etkileyecektir.

Bugün hepimizin sorması gereken soru şudur: “Eğitim, kimin hakkı olacak? Parası olanın mı, bu ülkenin her evladının mı?” Cevabı ise vicdanlarda gizlidir.