İşler bir türlü yoluna girmiyor, istenilen galibiyet gelmedikçe camia içindeki stres yükü her geçen hafta artış gösteriyor.
Özellikle Samsunspor karşısında alınan farklı yenilgi sonrasında camiada ağızları bıçak açmıyor. Transferin açılması ile sezona oldukça umutlu başlayan camia, alınan kötü sonuçlar sonrasında yine karamsarlık tarafından esir alınmış durumda.
Peki, bu kötü gidişin sebebi ne?
Oyuncular mı?
Yönetim mi?
Teknik adamlar mı?
Bir kere teknik adam şıkkını eleyelim. İyi veya kötü daha bir maç üzerinden bu konunun faturasının Radomir Djalovic ve ekibine kesilmesi yanlış.
Oyuncu grubu konusunda söyleyecek fazla bir söz yok. Bu konuyu dile getirirken yönetimin sezon öncesinde bonservisi olmayan ve mali olarak yük getirmeyecek oyuncuların alınması konusundaki inisiyatifi hatırlatayım. Haliyle bu durum oyuncu kalitesi konusunda ciddi zafiyetleri de beraberinde getirdi. Daha önce de yazdığım için net olarak ir kez daha söyleyeyim. Bu kadro Süper Lig kalitesinin altında.
Futbol kaliteli ayaklar ile oynanan bir oyun. Hele ki Süper Lig gibi bu işin zirvesinde mücadele ediyorsanız kaliteli ayaklara ihtiyacınız çok fazla.
Peki yönetim? Aslına bakarsınız yukarıdaki tek paragraf ile iki konuyu da dile getirmiş oldum.
Yönetimin transfer politikasında kulübün menfaati ve geleceği içini iyi niyet var ama bu sezonu kazasız belasız atlatmak gerekli.
Bunun için de öncelikle kaliteli ayaklar konusunda bir kaç adım atabilirdi yönetim kurulu. Ama olmadı ve ara transfere kadar bu kadro ile yolumuza devam etmek zorundayız.
İşimiz hiç kolay değil. Süper Lig’de oynanan her maçı izlemeye gayret eden biri olarak diyorum ki şu anda ligin en kötü futbol oynayan takımların başında geliyoruz.
Sadece alınan skorlar değil, ortaya konulan futbol da iç açıcı değil. Bu hafta İstanbul’da karşılaşacağımız Karagümrük ekibi dahi bu ligde ortaya koyduğu futbol ile umut verebiliyor.
Ya biz?
Daha karamsar bir tablo çizmemek adına yazımı burada bitirip, İstanbul’dan alınacak skoru beklemeye koyulalım. Nihayetinde bizimde söyleyeceklerimiz var ama şimdi zamanı değil!
Elbet zamanı gelecek, bekliyoruz.