İYİ Mİ YOKSA KÖTÜ MÜ OLDU?

Farklı bir sonuç iki taraf için de sürpriz olurdu. Öncesi, anlık yansıması ve sonrasındaki tablo kimseyi şaşırtmadı.  Çünkü ligin en fazla beraberlik alan takımlarından kendi eşleşmelerinde “kaybetmek ya da kazanmaktan söz küçük bir ihtimaldi.”

***

Beraberlik kokan bir maçtı başladığı gibi de bitti zaten.

Haa iyi mi oldu yoksa kötü mü?

Gelin bu soruya hep birlikte yanıt arayalım…

Şu aşamada sahada kimin ne yaptığının, yapamadığının, ya da yapmadığının hiçbir önemi yok.

Mücadele bitti taraflar kazanamadıkları gibi kaybetmediler de, birer puanı hanelerine yazdırdılar ve devreyi nerede noktalayacaklarını son maçlarına bıraktılar…

***

Elbette ki kazanmak demek Konya’ya kredili gitmek demekti, kazanmak demek ligin ikinci yarısıyla ilgili tebessüm etmek demekti, daha da ötesi kazanmak demek hedef takım olma sendromundan geçici de olsa kurtulmak demekti. Olmadı, klişe bir temenni ile anlık geçiş yaparak “Sağlık olsun” demekte yarar var…

***

Düşünebiliyor musunuz? Alanya 9, Kayserispor 8 maçını beraberlikle tamamlamış…

En olumsuz şartlarda beraberlikler serisinden ikisi firesiz geçilmiş olsaydı bugün başka türlü hesaplar peşinde olacaktık…

Yine de sağlık olsun…

Bu beraberliği Kayserispor için kaybedilen 2 puan olarak mı, yoksa kazanılan 1 puan olarak mı görmek gerek?

Alanya’nın bizden bir tık öte de olmasına rağmen bu ligin belirleyici takımlarından birisi olduğunu söyleyebilirim… Elbette iç sahada alınan beraberlik ilk bakışta ev sahibi için kayıp olarak değerlendirilse de, işin bir de görünmeyen tarafı var. Kayserispor hayati bir maça çıkıyor, kadro yapısında neredeyse 10’a yakın futbolcusu şu, ya da bu sebeplerden dolayı yok, yani kolu da kırık kanadı da…

Buna rağmen futbol şansı biraz yanında olsaydı Cardoso’nun 89’daki pozisyonu maçı farklı bir yere taşıyabilirdi…

Bu pencereden baktığımızda Kayserispor’un Alanya maçından aldığı 1 puan çok kıymetlidir, bu işin diğer penceresi yoktur ümit var olmak gerek…

***

Ligin boyu kısaldığına göre yılın da devrenin de son maçları bu hafta… Kayserispor, Konya’ya konuk olacak, bu maçı da her türlü şartta puan ya da puanlarla tamamlamak zorundadır.

Kazanamasa dahi kaybetmemeli. Son deplasmandan alınacak 1 puan dahi önemli. Bugünden Konya’nın planı yapılmalı, devre arasında ise yeni yılda ve ikinci yarıda izlenecek yolla ilgili gerekli tedbirler alınmalı…

***

Puan durumuna bakıldığı, istatistiki verilere göz atıldığı zaman aksayan yönlerin neresi olduğu açıkça görülmektedir.

Önce her transfer döneminde bitmek bilmeyen sorunumuz olan tahtanın açılması için herkesin elini taşın altına koyması öncelik olmalı. Bu sorun çözüldükten sonra aksayan yönler için temas sağlanan isimler kadroya dahil edilmeli. Ligin en fazla gol yiyen takımının bu sorunu çözmesi için öncelikleri olmalı, devamında alternatif golcü değil, doğrudan banko oynayacak bir santrafor alınmalı, sayı anlamında hoca Eyüp maçı sonrasında 4-5 takviyeden söz etmişti ona göre yönetimin hoca ile de kafa kafaya verip nokta atışları yapması gerekli.

***

Özetle söylemek gerekirse; acısıyla tatlısıyla koca bir yılı, geride bırakıyoruz, uzun lig maratonunun ilk yarısına nokta konulacak. Ligin ikinci yarısında kimin ne yapacağını söylemek hayalcilik olur lakin, devre arasını hasarsız geçiren, doğru hamleler yapan kulüpler yeni yılla birlikte rahat eder. Kayserispor’un da önce Konya maçını firesiz, sonrasında devre arası için yapılan planlarını kusursuz hayata geçirmesi durumunda, ligin ikinci yarısında sıkıntı yaşayacağı kanısında değilim.

Son dönemde Kayserispor ile ilgili yaptığım yorumlarda genelde altını çizdiğim ve hassasiyet gösterdiğim en önemli detay “Felaket tellallığı yapanlara prim vermeyelim, onları ciddiye almayalım.” Kayserispor’un bugün de yarın da desteğe ihtiyacı vardır. Yanında olalım ve sahip çıkalım. Kayserispor’u nefessiz bırakmak için değil yaşatmak için çaba sarf edelim…