Futbol netice oyunudur, sonuca gitmenin en temel kuralı ise kaybetmemektir… Futbol üç neticeli bir oyundur, kazananı, kaybedeni ve beraberlikle yetineni vardır…
Futbolun üç puanlı sisteme geçişi 1987-1988 sezonunda başlar, o yıllara kadar beraberlik, yarı galibiyet olarak adlandırılırdı çünkü galibiyetin 2 puanla ödüllendirildiği sistemde 1 puan kıymetliydi.
Şimdi ise beraberliğin neredeyse yenilgi ile eş değer olduğu savunulur ama nereden bakıldığı da çok önemlidir.
Kiminle, nerede ve hangi şartlarda karşılaştığınız, sahada neyi doğru, neyi yanlış yaptığınızı iyi analiz ettikten sonra beraberliğin kazanç mı yoksa kayıp mı olduğunu nitelendirmek daha doğru bir yaklaşım olur.
***
Malum şu anda Süper Ligin en fazla beraberlik alan takımı Kayserispor… Antalya’dan da 1 puanla döndü sarı kırmızılı takım, Başakşehir ve Kocaeli deplasmanlarında olduğu gibi, evinde Göztepe’yi elinden kaçırdığı gibi…
Kağıt üzerinde bakıldığı zaman 5 maçta alınan 4 puan ve kaybedilen 11 puan var ama dediğim gibi içinde bulunan şartlara göre konuşmak ve yorumlamak doğru olandır.
***
Gelin önce kısa bir Antalya maçını yorumlayıp, sonrasında beraberliğin kazanç mı yoksa kayıp mı olduğunu değerlendirelim… Maçın genel hatlarına bakıldığı zaman, her iki devrede de sonuca daha yakın olan taraf ev sahibi Antalyaspor’du…
Pozisyona giren de, kaçıran da, öne geçen de Antalyaspor’du, uzatma bölümüne geçildikten sonra da iki tarafta maçın böyle bitmesine rıza gösterir moddaydı…
Ama öyle bir an geldi ki beklenmedik bir anda, Benes klasına yakışır öyle bir vurdu ki topa Antalya’yı nefessiz bıraktı.
“Bitti” denilen maçı, “gitti” denilen puanı bir anda tersine çeviren adam oldu Benes.
Kocaeli deplasmanında da benzer bir gol atmıştı Slovak oyuncu…
***
Aslında Kocaeli ve Göztepe maçlarında yaşadıklarının tam tersini bu kez Antalyaspor’a yaşattı Kayserispor…
Antalya’da kazanamadı ama kaybetmedi de, kaybetti denilen bir anda maça tutunmasını bildi ve puanla döndü evine…
***
Şimdi yeniden başa dönelim ve soralım; beraberlik iyi mi yoksa kötü bir sonuç mu?
5 maçtan 4 beraberlik çıkartan takımı hangi kefeye koyarsınız?
Benim yanıtım bu tabloya baktığımda asla kötü bir senaryo çizmem, asla “eyvah” demem, yarınlara dair asla ne olacak bu takımın hali?” tarzında karalar bağlamam…
***
Hiç tersini düşündünüz mü? Bir değil, beş maçı da kaybetseydi, ya da 4 beraberlik yerine 4 galibiyet alsaydı o zaman ne denilecekti?
Kayserispor geriye düştüğü iki maçı çevirmesini, öne geçtiği iki maçta da beraberlikle yetinmesini bildi.
Daha yolun başındayız, daha düne kadar bu takımın akıbetinin ne olacağını konuşmuyor muyduk?
Daha düne kadar tahtasının açılmasının mucizelere bağlı olduğunu söylemiyor muyduk?
Gelenler de gidenler de oldu, bu acelecilikte neyin nesi?
***
Beklemek gerek, sabırlı olmak, hepsinden önemlisi sahip çıkmak gerek. Hocanın, futbolcunun, yönetimin bugün sorgulanma dönemi değildir, gün takımın yanında olma günüdür. Çarşamba akşamı erteleme maçında Beşiktaş karşısında Kayserispor’un ardından rüzgar olma günüdür.
***
Bakın şuraya da yazıyorum, Kayserispor önce Beşiktaş’ı, ardından Gençlerbirliğini devirip bir anda bambaşka bir konuma gelebilir. Arkadaşlar biraz sabır, bu takımın hangi badireleri atlatıp bugünlere geldiğini lütfen unutmayalım, bundan sonraki süreçte daha iyi olacağına inanıyorum.
Beklemekte fayda var…