GENÇ’İN ARKASINI KESKİN TOPLUYOR

Muhalif olmak, muhalefet etmek ayrı bir sanat, bambaşka bir kültürdür… Eleştiri olmadan doğru bulunmaz ancak her zaman her yerde her konunun doğruluğu da savunulmaz. Senin, benim, onun doğrularından ziyade, toplum tarafından kabul görendir doğrunun en doğrusu…

Bazen susmak, en güzel yanıttır, bazen de bas bas bağırmaktır gerçeğin tarifi… Konuya hakim olmak, zamanı iyi kullanmak ve yerinde tespit doğruya giden en kestirme yoldur.

30 Ağustos Zafer Bayramı Şehrimizde de yakışır bir coşkuyla kutlandı.  Diyeceksiniz ki girizgahta dikkat çektiğiniz konu ile 30 Ağustos kutlamalarının ne alakası var?

Bağlantı kurmak babında böyle bir geçiş yaptım, konumuz ve Köşe Atışının ana fikri yine girizgahtaki mevzu üzerine…

Kutlamalar esnasında da, sonrasında da gerek protokolden, gerekse sokaktaki gündemi takip eden çok sayıda vatandaştan benzer sorular, benzer yorumlar aldım…

CHP Milletvekili Aşkın Genç, programlar esnasında Vali Gökmen Çiçekle karşı karşıya geldi mi?

Geldiyse şayet Vekil-Vali’ye yada Vali-Vekile nasıl bir tavır takındı..?

İki kelimeyle yanıt verecek olursak; ‘Mesafeli ve soğuk’ demek yeterli olur sanırım. Vekil-Vali diyaloğundan ziyade; vekilin parti içinde de kabul görmeyen gereksiz çıkışları artık taşmakta olan bardağın üzerine dökülen bardağı iyiden iyi köpürteceğe benzer.

Bakınız benim bugün üzerinde duracağım ve altını çizeceğim en önemli detay, bardağın taştığını teyit eden koyu CHP’li iki ismin bana söyledikleri birkaç cümleydi…

Önce sert bir dille eleştirdiler Partililer vekillerini…

Örnekler vererek yerden yere vurdular, bağımsız vekil gibi hareket etmesinden dem vurup, eksilerinin artılarıyla kıyaslanamayacak halde olduğuna dikkat çektiler.

Daha ötesi dediler ki; ‘Vekilin arkasını İl Başkanı Keskin topluyor…’

Bakar mısınız söze?

‘Vekilin arkasını İl Başkanı Keskin topluyor.’

Taş uzaktan gelmezmiş..! Bunu dışarıdaki biri söylese, ön yargılı dersiniz, muhalefetten biri söylese inandırıcı bulmazsınız ama partinin kalbindeki biri söylerse susar kalırsınız…

Çok konuştuk çok anlattılar ben de cımbızla iki sözü çektim içerisinden…

İkinci cümle ise Keskin Başkanın Vekille sokakta yürürken suratının hiç gülmediği yönündeydi. Hatta vekilin gereksiz çıkışlarından, olur olmaz beyanatlarından rahatsız olan Keskin’in sonrasında bir çok yerde zorlandığı da notlarım arasında…

İşin özü; Partililerinin de altını çizdiği bu dağınıklığın sonunda Vekilin arkasını il Başkanı Keskin’in topladığı yönünde…

Siyasi kimliğinden öte arkadaşımdır Sayın Genç… Birebirde bir telefon mesafesindeyiz, geçtiğimiz haftada incelik gösterdi ziyaretimize geldi teşekkür ederiz ama bana yansıyan bu bakış açısını Sayın Genç’in ivedilikle gözden geçirmesi şarttır. 

Şehrin Meclis’teki CHP’li tek vekilinin bırakın bağımsız vekil gibi hareket etmesini, çok daha duyarlı ve içten olması gerekir.

Kucaklayan, konuşan, dinleyen, anlayan ve çözüm üreten bir yapıda olması siyasi geleceğinin pusulası niteliğindedir.

Genel Merkez programlarına yakın olmak önemlidir de Sayın Vekilin önceliği Kayseri olması gerekmez mi?

İster istemez pazılı birleştirdiğimizde Vekilin bir sonraki dönemde yeniden göreve talip olması için bugünlerde partisi ve kendisi adına daha çok efor sarf etmesi kaçınılmazdır. 

Bilen bilir Seyit Bektaş’ın dönemin Milletvekili adayı Sağıroğlu’na 90’lı yıllarda söylediği o tarihi sözü bugün Aşkın Genç için de yarın diğerleri için de geçerlidir… Siyasetçi önce fedakarlığı kendisi için değil davası için yapacak…

Aşkın Genç’te bu işin yarınlarını düşünüyorsa aynaya bakmak zorundadır. Vekil toparlayandır, vekil karşı koyan değil, çözüm üretendir.