Yaşasın Cumhuriyet

Bugün 29 Ekim…
Gökyüzünde dalgalanan bayrağın her kıvrımında, bir milletin yeniden doğuşunun hikâyesi var.
O gün, yüzyıllar boyu özgürlük için çarpan kalplerin sesi duyuldu.
Ve o ses, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” diye yankılandı.

Cumhuriyet sadece bir yönetim biçimi değil, bir umuttur.
Gençliğe güvenen, özgür düşünceye inanan, bilime ve sanata yol açan bir ışıktır.
Atatürk o ışığı bize, yani siz gençlere emanet etti.
Çünkü o biliyordu ki, Cumhuriyet’in gerçek sahibi sizsiniz —
düşünen, sorgulayan, çalışan, inanan gençler…

Bugün elinizdeki telefonla dünyaya bağlanırken,
bir yandan da o 102 yıl önceki inancı hatırlayın:
O inanç olmasaydı ne özgürlüğümüz olurdu,
ne hayallerimiz, ne de bu ülkenin yarınlarına duyduğumuz umut.

Cumhuriyet, bir sabah uyanıp gökten inen bir armağan değildir.
Bir milletin azmiyle, fedakârlığıyla, alın teriyle kazanılmış bir zaferdir.
Ve bu zaferin en büyük güvencesi sizlersiniz.

Bugün, Atatürk’ün sözlerini hatırlayalım:
“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.”
O görev, artık sizin kalbinizde, sizin sözlerinizde, sizin adımlarınızda yaşıyor.

Bayrağa baktığınızda sadece kırmızı ve beyazı değil,
bir ulusun umudunu, cesaretini ve geleceğini görün.
Ve her 29 Ekim’de, o sesi hep birlikte söyleyelim:
“Yaşasın Cumhuriyet!”