Başarı anlık olacak iş değil, hele günü kurtarmak hiç değil. Başarının makbulü kalıcı olanıdır.
Saman alevi gibi parlayıp sönmekten ziyade, zirveye çıktıktan sonra meşalenin sürekli yanıyor olmasıdır aslolan.
Bakın bugün size bir başarının öyküsünü aktaracağım.
***
Geçtiğimiz günlerde Kayserili genç kardeşlerimiz Türkiye’yi ayağa kaldıran tarihi bir başarıya imza attı. Ülke Sporunun ayakta alkışladığı bu başarının şehrimizdeki yankısı pek karşılık bulmadı. Sahiplenmeyi geçtik, birilerinin haberi dahi olmadı, ya da kulak kabartmak yerine kulak tıkayıp duymazdan, görmezden geldiler…
Daha net ifade ile ayıp ettiler.
Bu bölüme tekrar döneceğiz ancak başarının mimarlarına dönüp kaldığımız yerden devam edelim.
Talas Belediyespor U 15 Futbol takımı kategorisinde Türkiye Şampiyonu oldu ve müthiş bir başarıya imza attı.
Talas Belediyespor’un bu başarısı güne özgü değil, dünden bugüne sirayet eden bir güzellik.
2019 yılında U 19’da yine aynı başarıyı tekrarlayan kulüp geçtiğimiz sezonda yine U 14’te aynı başarıya ulaşmıştı.
***
Kayseri’nin spor tarihinde eşine benzerine rastlanacak böyle bir başarı yok. Devamlılıktan söz ederken; şehir ya da bölgeden söz etmiyorum, Türkiye’de şampiyonluklara ambargo koyan bir kulüpten bahsediyorum…
Emeği geçen herkesi ama herkesi canı gönülden tebrik idiyorum.
Başta böylesi bir takımın oluşmasına imkan sağlayan Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’a, Kulüp Başkanı Yunus İloğlu ve ekibine, Teknik adamlar Canberk Soykuvvet ve Göksal Ersoy’a, sporculara, kulüp çalışanlarına geri planda alt yapının görünmez kahramanı Sabri Gülmez’e teşekkür ediyor ve alkışlıyorum.
***
Bu takımın böylesi bir başarı sağlamasının bir başka güzel tarafı devamlılığının olması. Yani geçen yıl U 14’te şampiyonluk ipini göğüsledikten sonra bir yıl sonra bir üst kategoride yine Türkiye Şampiyonu olması Talas Belediyespor’un elinde ne denli bir cevherin olduğunu gösteriyor.
Alt yapı sadece bizim değil, Türk Sporunun kanayan yarasıdır.
Alt yapı sadece prosfesyonel kulüplerin tekelinde olan bir anlayışta değildir.
Biz bu çocuklara, böylesine üreten kulüplere sahip çıkmadığımız sürece profesyonellikte tükenmeye mahkum oluruz.
Sürekli üreten ve ülke genelinde ses getiren başarılara imza atan bir kulübün imkan verildiği zaman neler yapacağına bir kez daha tanıklık ettik.
Bu sadece Talas için değil, bu mevzu sadece Talas’ın yapacağı iş te değil.
Biz bu işi şehir olarak desteklemezsek, sahiplenmezsek iki gün sonra yine çuval çuval paraları sokağa attığımızla kalmayıp, başa döner ve dizimizi dövmeye devam ederiz.
***
Arkadaşlar Talas Belediyespor’un özellikle geçen yıl ve bu yıl iki kez üst üste Türkiye’de şampiyon olması ve bu kategoride yenilmez armada olması öyle hafife alınacak bir durum değil.
“Peki” dedim kendi kendime “böylesi bir başarı sonrası şehirde niçin yaprak kıpırdamıyor?
***
Sahi bu şampiyonluğu daha geniş kitlelerle, şehri yönetenlerle niçin şölen havasında kutlamıyoruz? Şehrin Valisi Sayın Gökmen Çiçek ve ASKF Başkanı Mutlu Önal’dan başka niye tebrik etmeyiz bu kulübü…
Niye alkışlamayız?
Sormak istiyorum; örneğin diğer Belediye Başkanları, STK Başkanları Mustafa Yalçın Başkan’ı tebrik için aramışlar mı? Sanmıyorum… Sevinci ve hüznü ilk fırsatta paylaşmak gerek, sonrası samimiyetten uzak başka bir evreye geçiyor.
***
İşin özü; biz kendi değerlerimize sahip çıkmadığımız sürece övünmeyi geçtik, dövünmekle yetiniriz.
Köşe Atışının son bölümünü de yine bir soru yönelterek noktalayalım…
Final maçını Kayserispor scout ekibi izledi mi mesela?
Talas Belediyespor’un şampiyonluk ipini göğüslemeden önce Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor gibi kulüpler başta olmak üzere birçok kulübün yakın takibe aldıklarını ve birçok ismi kendi bünyelerine dahil etmek için kanca atacaklarını söyleyebilirim.
***
Ez cümle ; elimizdeki değerlerini kıymetini uçup gittikten sonra değil, bugün bilelim…
Bu çocuklar bizim, lafla spor şehri olunmaz, böylesine cevherlere imkan verip Türk Sporuna kazandırmakla olur…