Perşembe, Aralık 25, 2025
Kayseri Gün Medya
Ana SayfaGündemTıbbi Müdahalede Aydınlatılmış Onam: Bir İmza Her Şeyi Meşru Kılar mı?

Tıbbi Müdahalede Aydınlatılmış Onam: Bir İmza Her Şeyi Meşru Kılar mı?

Sağlık hizmetlerinde en sık karşılaşılan ama en çok yanlış anlaşılan kavramlardan biri “aydınlatılmış onam”dır. Pek çok hasta için bu kavram, hastanede önüne konulan bir kâğıda imza atmaktan ibaret görünür. Oysa hukuki açıdan aydınlatılmış onam, basit bir bilgilendirme ya da imza işlemi değildir; hastanın kendi bedeniyle ilgili kararlara bilinçli şekilde katılabilmesini sağlayan temel bir haktır.

Öncelikle şunu ayırmak gerekir: bilgilendirme ile aydınlatma aynı şey değildir. Bilgilendirme, hastaya yapılacak işlemin adının söylenmesi ya da birkaç teknik cümleyle açıklanmasıdır. Aydınlatma ise, hastanın yapılacak müdahaleyi, risklerini, alternatiflerini ve olası sonuçlarını gerçekten anlayabilecek şekilde anlatmayı ifade eder. Hukukun aradığı da tam olarak budur.

Uygulamada sıkça görülen sorunlardan biri, hastalara standart formların uzatılması ve “imzala” denilmesidir. Oysa alelade imzalanan evraklar, tek başına aydınlatılmış onam anlamına gelmez. Çünkü onamın geçerli olabilmesi için hastanın, neye rıza gösterdiğini bilerek ve anlayarak karar vermiş olması gerekir. İmza, bu sadece sürecin sonucu olabilir; yerine geçemez.

Kural olarak, tıbbi müdahalelerde aydınlatma sözlü yapılmalıdır. Özellikle küçük ve orta ölçekli işlemlerde, hastayla birebir iletişim kurulması esastır. Büyük ve riskli ameliyatlarda ise yazılı onam aranır. Ancak burada da önemli bir yanılgı vardır: Yazılı onam alınması, sözlü aydınlatmanın yapılmayacağı anlamına gelmez. Aksine, büyük operasyonlarda yazılı onam zorunlu, sözlü aydınlatma ise vazgeçilmezdir.

Çünkü her hasta aynı eğitim seviyesine, sağlık okuryazarlığına ya da kavrama kapasitesine sahip değildir. Hukuk da bunu kabul eder. Hekimin, hastaya tıbbi terimleri sıralaması yeterli değildir; hastanın seviyesine inerek, anlayacağı dilde anlatması gerekir. “Zaten formda yazıyordu” savunması, hasta yazılanları anlayabilecek durumda değilse hukuki karşılık bulmaz.

Aydınlatmanın içeriği de önemlidir. Yapılacak işlemin amacı, riskleri, olası komplikasyonlar, alternatif tedavi yöntemleri ve hiçbir şey yapılmazsa ortaya çıkabilecek sonuçlar hastaya açıkça anlatılmalıdır. Özellikle “olmaz denilen” riskler gerçekleştiğinde, yargı önünde ilk sorulan soru şudur: Bu risk hastaya önceden anlatıldı mı?

Aydınlatılmış onam, hekimin kendini güvenceye almak için aldığı bir belge değildir. Aynı zamanda hastanın iradesine saygının ve tıbbi etikle hukukun kesiştiği noktanın somut göstergesidir. Doğru şekilde yapılan bir aydınlatma, çoğu uyuşmazlığı daha doğmadan ortadan kaldırır.

Unutulmamalıdır ki sağlık hukukunda esas olan, imzanın varlığı değil; hastanın gerçekten anlayarak verdiği rızadır. Aydınlatılmış onam da tam olarak bunu ifade eder.

İLGİLİ BAŞLIKLAR
- Reklam -
Kayseri Gün Medya

Son Eklenenler