KISSADAN HİSSE

Beşer hayatında sadece yaptıkları fiillerle değil, yapmadığı fiillerle de sorumlu olacaktır. Dini olarak bu konuda hüküm makamı değilsek bile, toplum vicdanında sorumlu olacağımıza inanmaktayız.

Mesela; yolda duran taşı imkân varken kaldırmamak. O taşın sebebiyet vereceği olayları dizisi düşünülünce yapmadığımız, tepki vermediğimiz bir eylemin de dolaylı olarak faili olabiliriz.

Bazen de durdurmak istediğimiz fakat gücümüz yetmeyen eylemlerin sessiz muhatabı oluruz.

Dönemin faşisti İtalya’sının dışişleri bakanı aynı zamanda Mussolini’nin damadı Kont Galeazzo Ciano, ülkesinin Arnavutluk’u işgal etmesinin ardından bakın ne yazmış günlüğüne; “Arnavutlara hitap ettim ve bu kararın ne maddede ne de manada Arnavutluk’un istikbaline tesir edeceğini belirttiğimde bilhassa başarı sağladım. Lakin bu vaatlerimin sadece halk üzerinde etki ettiğini söylemeliyim. Zira bazı vatanseverlerin öfkeyle tutuştuklarını ve gözlerinden yaşların süzüldüğünü gördüm. Bağımsız Arnavutluk bundan böyle tarihe karışmıştır.”

Ciano halk ve vatanseverleri ayırmış, ülkelerinin işgal edilmesini hazmedemeyen vatanseverlerin öfke ve gözyaşından bahsetmiştir. Bazen de budur hissemize düşen, öfke ve gözyaşı.

Ve sessizlik…

Kimisi de makas değiştirmeye çalışmaktadır.

Kuşku Çağı kitabının yazarı Galbraıth ise bu güruhu şöyle anlatıyor; “… Baba Bennett bir gazetenin görevinin halkı eğitmek değil şaşırtmak olduğu görüşündeydi. Oğlu da aynı görüşü paylaşınca Herald gazetesinin sütunları güncel olaylarla değil, Newportluların dedikoduları ve rezaletleriyle dolup taştı.”

Unutmayalım, bir gün gelecek nesillere bu sessizliğimizi anlatırken yapmadıklarımızla ve sessizliğimizle yargılayacaklar bizleri maalesef.