GECENİN AHENGİNİ BOZAN SÖZDE PATRONLAR..!

Kayseri geçmişten günümüze hep parayı kazanan,  yöneten işi de bilen şehir olarak bilinir. Günümüzde ise tam tersi bu “iş bilirlik etiketi” Kayseri’nin sırtında koca bir kambur olarak görülür.

Çünkü doğru zamanda, doğru yerde, doğru işi yapmak, izlenen en bilinen, en kestirme yol olsa da, lakin bu sistemi günümüzde uygulayan neredeyse yok denecek kadar azdır…

İşi bilmek “Ben bilirim”  şekline dönüştüğü için herkes kendi bildiği doğruyu uyguluyor, belli bir mesafe kat edildikten sonra yeniden başa dönülüyor. Kaybedilen zaman, iş gücü ve harcanan para da çöpe atılıyor.

***

Geçtiğimiz günlerde MÜSİAD’ın haftalar öncesinde planladığı bir organizasyona katıldım…

Başkan Ferhat Akmermer ve ekibinin büyük bir titizlikle, en ince ayrıntıyı dahi düşünerek organize ettiği Genel İdare Kurulu toplantısında, Kayseri çok önemli konukları ağırladı. Programı baştan sona pür dikkat takip ettim, dinledim, bekledim, etrafı gözledim, kimin ne konuştuğuna kulak kabarttım sonrasında klavyemi önüme aldım ve bir gün rötarla geceye dair izlenimlerimi köşeme taşıdım…

***

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya başta olmak üzere, AK Parti Genel Başkan vekili hemşehrimiz Mustafa Elitaş, Müsiad Genel Başkanı Burhan Özdemir ve dünyanın dört bir yanından çok önemli iş insanını buluşturan zirvede Başkan Akmermer’in sunumu kusursuzdu.

***

Bakan Yerlikaya’nın iş dünyasına  aktardıkları, Elitaş’ın Anadolu’daki ilk olma özelliğini taşıyan Kayseri Şubesinin temellerinin atıldığı günlere atıfta bulunması da güzel anekdotlardı.

***

Gecenin ahengini bozan küçük ama önemli ayrıntılar da yok değildi. O ayrıntılara geçmeden önce Başkan Ferhat Akmermer’in sunumunda altını çizdiği başlıklara dikkatinizi çekip, sonrasında ahengi bozan detaylara dönüp girizgahta değindiğim Kayserilinin işini bilip bilmediği ile ilgili yorumu da size bırakacağım…

***

Anadolu İhracatçılar Birliğinin Kayseri’de kurulmasının önemini anlattı Sayın Akmermer sonrasında ise nedenlerini aktardı. Akmermer konuşmasında. Birliğin kurulmasının sadece Kayseri için değil, Sivas, Kahramanmaraş, Niğde, Nevşehir, Kırşehir ve Yozgat gibi çevre iller için de ciddi bir kazanç olacağını söyledi. Birliğe üye olan şehir firmaları ile birlikte yıllık ihracatın 5 milyar dolara çıkartılabileceğini vurguladı ve destek istedi… Adadolu İhracaatçılar Birliği’nin yanı sıra Kayseri’ye  Schengen vize merkezinin de açılmasının gerektiğinin altını çizen Başkan Akmermer sadece iş dünyasının değil, şehir ekonomisine ciddi bir katkısı olacağını, bununla birlikte Kayseri’nin bir cazibe merkezine dönüşebileceğini  söyledi.

Başkan sadece Ankara, İstanbul, İzmir değil, Adana ve Gaziantep’te olduğu gibi  Kayseri’ye de bu hakkın verilmesini talep ettiklerini ve isteklerini bildirdiklerini söyledi.

Bakanla birlikte Genel Başkan Vekilinin söyledikleri ve anlattıkları ise Akmermer’i teyit eder nitelikteydi. Şimdi Sayın Başkanın altını çizdiği bu konular öyle yabana atılacak konular değil. Denizli örneğini verdi, ülke ekonomisine katkı sağlayacak milyar dolarların Kayseri’den  giderken Kayseri’nin ve Kayseri’ye tabi olan diğer illerin pastadan payını almasını istedi. Vize merkezine gelince başlı başına büyük bir proje… Düşünebiliyor musunuz Schengen vizesi için yılda 100 bin kişinin Kayseri’ye geldiğini, sadece Kayserili sanayiciler değil, çevre illerden gelecek yoğunluğun Kayseri ekonomisine katkısını…

Bu projeleri hayata geçirebilmektir Kayseri’ye yakışan… Kayserilinin iş bilirliliği, güç birliği ile yani gücü birleştirmekle doğru orantılıdır. Güçler birleşmediği sürece belki günü kurtarırız ama yarınlara dair kalıcı izler bırakamayız.

Sayın Ferhat Akmermer ve arkadaşlarının çıktığı bu yolda yalnız bırakılmaması gerektiğini söylerken; özellikle parti, ya da görüş ayrımı olmaksızın, Kayseri için tüm siyasilerin bir duruş sergilemesi, Kayseri ekonomisinin kalıcı ve sağlam temeller üzerine inşası için desteklenmesinin şart olduğunu söylemek istiyorum.

***

Gelelim güzelliklerin sonuna bıraktığımız, ahengi bozan küçük ama önemli ayrıntılara… Salon başlangıçta tıklım tıklımdı… Önce yemek ikram edildi, sonra program seyrine bırakıldı…

Buraya kadar her şey normaldi, anormal olan, yadırgadığım, üzüldüğüm detay ise, yemekten sonra salonun neredeyse yarı yarıya boşalmasınaydı…

***

Ya arkadaş; iftar yemeğinden sonra teravih namazına yetişmeye çalışan Ahmet emmim gibi dışarıya koşmanızı, yanlış düğüne geldiğini yediği yemekten sonra anlayıp salonu terk eden çakma oğlan tarafı gibi koşar adım gitmekte neyin nesi? Arkadaşlar siz ev sahibisiniz..! Arkadaşlar o program sizin için tertiplenen bir organizasyon… Başkan sizin adınıza konuşurken, şehir ekonomisine güvenli limanlar ararken; sigara içmeseniz ne olur?

Bakan kürsüde konuşurken dışarıda lak lak yapmasanız ne olur?  

Program esnasında dışarıda kakara kikiri yapanları mikrofonla salona davet etmekte neyin nesi..!

***

Kayseri iş dünyasının sözde patronları olarak böylesi geniş katılımlı bir programda fikirlerini beyan edecekler. Adamlar içerde başkan ne talep etti, Bakan ne konuştu, misafirler ne dedi?

Hiç birinden haberleri yok..! Yazık hem de çok yazık..!

Sadece “yazık” demekle geçiştirilecek bir mevzu da değil  aslında…

Ayıptır yahu..!

Bu tablonun karşılığı daha net bir ifade ile saygısızlıktır…  

Ez cümle; Sayın Akmermer’i böylesine önemli bir konuyu, böylesine geniş bir platforma taşıyıp dillendirdiği için tebrik ederken; davete icabet edip; yemeği yedikten sonra programdan tüyenleri hem kınıyor hem de ayıplıyorum.

***

Bence bu tarz büyük organizasyonlarda salon dışı planlamalar tamamiyle iptal edilmeli. Üzülürek söylemek isterim ki; kim olursa olsun bu çirkinliğe prim tanıyanları böylesine özel programlara davet yerine, adabı muaşeret kurallarına uymaya davet etmeli…

Kayserili işini bilir mi bilmez mi? Ben bilemedim yorumu size bırakıyorum.