Evin Yükü Kadınların Omuzlarında Olmamalı

Günümüzde kadınlar sadece evin değil, iş hayatının da bir parçası. Sabah işe giden, akşam eve dönen bir kadın için mesai kapıda bitmiyor; aksine evin eşiğinden girince ikinci mesai başlıyor. Yemek, temizlik, çamaşır ve en önemlisi çocuk bakımı… Tüm bu sorumluluklar hâlâ büyük oranda kadınların üzerinde.

Oysa ki aile, ortak bir yaşam demek. Eşlerin yükü de mutluluğu da paylaşması gerekmez mi? Ne yazık ki toplumun kalıplaşmış rolleri yüzünden erkekler çoğu zaman bu sorumluluklardan uzak duruyor. “Ben çalışıyorum” bahanesi artık geçerli değil, çünkü kadınlar da çalışıyor, onlar da yoruluyor.

Çocuk yetiştirmek bir ebeveynlik görevidir, yalnızca anneye ait bir iş değil. Babanın ilgisi ve desteği hem çocuğun gelişimi hem de aile içi huzur için şart. Evin düzeni, sofrası, temizliği ise ortak yaşamın gerekliliği… Bunlar bir lütuf değil, sorumluluk.

Artık erkeklerin empati yapma, eşlerine destek olma zamanı geldi. Paylaşmak sadece yükü hafifletmez; sevgi, saygı ve dayanışmayı da artırır. Unutmayalım, mutlu kadın mutlu aile demektir.