Çin Zulmüne Kayseri’den Ses Yükselttiler

Mao Zedong’un liderliğindeki komünist rejimin 1 Ekim 1949 tarihinde Doğu Türkistan olarak bilinen bölgeyi işgal ettiğini ve bu topraklarda yaşayan Türk halkları üzerinde ağır baskılar kurmaya başladığını hatırlatan Doğutürk, bu tarihten itibaren insanlık dışı uygulamaların artarak devam ettiğini söyledi.  

Çin’in Baskıcı Politikaları ve İnsan Hakları İhlalleri

Doğu Türkistan, Türk ve Müslüman halklarının yaşadığı kadim bir toprak parçası olmasına karşın, Çin hükümetinin, bu toprakları kendi egemenliği altına almayı başardıktan sonra, Doğu Türkistan halkının kültürel, dini ve etnik kimliğini yok etmek için sistematik bir baskı uygulandığını hatırlatan Doğutürk;

“Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar ve diğer Türk halkları, Çin’in baskıcı politikaları altında her geçen gün daha fazla mağdur olmaktadır. İlk başlarda, Çin’in Doğu Türkistan’daki yerel halkı ekonomik anlamda geliştirme vaadi ile gelen bu işgalin arkasında, zamanla yoğun bir kültürel asimilasyon ve dini baskı politikaları ortaya çıkmıştır. Bugün, Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri başta olmak üzere halkımızın ibadet özgürlüğü, dil hakkı ve kültürel kimlikleri üzerindeki baskılar her geçen gün artmaktadır. Çin hükümetinin uyguladığı zorla çalıştırma, dini yasaklar, zorunlu eğitim kampları, kitlesel gözaltılar ve zorla yapılan kimlik değişikliği gibi uygulamalar, Doğu Türkistan halkının temel insan haklarına karşı açık bir ihlaldir. Bu baskıların yanı sıra, Çin hükümetinin bölgedeki camiler ve dini yapıları kapatması, Müslümanların dini inançlarını yaşamalarını engellemesi ve buna paralel olarak kitlesel gözetleme sistemleri kurması, Doğu Türkistanlıların yaşamını daha da zorlaştırmıştır” ifadelerini kullandı.

Uluslararası Toplumun Sorumluluğu

Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, Çin’in Doğu Türkistan’da gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerine karşı daha etkili bir şekilde tepki vermesi gerektiğini belirten Doğutürk, “Bizler, Hür Doğu Türkistanlılar Derneği olarak, tüm dünya devletlerini ve insan hakları savunucularını, Çin’in Doğu Türkistan’daki baskıcı politikalarına karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Dünya, 21. yüzyılda insan haklarının evrensel bir temel hak olduğu konusunda hemfikir olmalı ve bu hakların ihlal edilmesini engellemek için birlikte hareket etmelidir. Doğu Türkistan’da yaşananlar, sadece bir bölgenin meselesi değil, tüm insanlık adına bir vicdan sorunudur” şeklinde konuştu.

Türkistan Türk Yurdudur Öyle de Kalacaktır

Tüm insanlığın sadık kalması gereken değerleri özgürlük, adalet ve insan hakları olarak sıralayan Doğutürk,  Çin hükümetinin Doğu Türkistan’daki politikalarının bu temel değerlerle çeliştiği görüşünü savunduğu açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı;

“Biz, Hür Doğu Türkistanlılar Derneği olarak, bu ihlalleri her platformda dile getirmeye, Doğu Türkistan halkının haklarını savunmaya ve bu baskıların son bulması için uluslararası kamuoyunu uyandırmaya devam edeceğiz. Bugün 1 Ekim 1949’da başlayan bu karanlık işgalin üzerinden 76 yıl geçmiş olsa da, Doğu Türkistanlılar’ın mücadelesi devam etmektedir. Hür Doğu Türkistan için mücadelemiz, özgürlük ve adalet mücadelesidir. Bizim sesimiz, özgürlük ve insan hakları adına tüm dünyada yankı bulmalıdır. Doğu Türkistan Türk Yurdudur ve hep öyle kalacaktır” Haber Merkezi