Cuma, Kasım 28, 2025
Kayseri Gün Medya
Ana SayfaGündemÖĞRETMENİ İHMAL ETMENİN TOPLUMA FATURASI

ÖĞRETMENİ İHMAL ETMENİN TOPLUMA FATURASI

Toplumların kaderi, aslında sınıf kapılarının ardında yazılır. Tebeşirin kokusundan, defterlerin arasına sıkışmış bir emeğin izinden, sabahın erken saatlerinde öğrencileriyle buluşmak için yollara düşen öğretmenlerin adımlarından oluşur o kader. Bu yüzden bir ülkenin gerçek gücü, ne sahip olduğu madenlerde ne de göklere uzanan binalardadır; öğretmenlerine verdiği değerdedir. Çünkü öğretmeni değersizleştiren bir toplum, kendi geleceğini de yavaş yavaş karartmaya başlar.

Ne yazık ki bazen öğretmenin emeği görünmez olur. Günün sonunda “öğreten” olarak tanımlanan bu kutsal mesleğin sahipleri, hayatın yükünü omuzlarında taşırken, toplumda hak ettiği ilgi ve saygıyı bulmakta zorlanır. Peki, öğretmeni ihmal etmenin faturasını kim öder? Elbette hepimiz…

Birinci ve en büyük sıkıntı, nitelikli insan kaynağının kaybıdır.

Öğretmen değer görmediğinde, mesleğe duyulan ilgi azalır. Gençler başka alanlara yönelir, eğitim fakültelerine nitelikli başvuru sayısı düşer. Sonuçta geleceği şekillendirecek çocuklar, istekle ve sevgiyle çalışan öğretmenlere ulaşmakta güçlük çeker. Bu, toplumun ileride yaşayacağı en ciddi kırılmadır.

İkinci sıkıntı, toplumsal huzurun zayıflamasıdır.

Öğretmenlerin en büyük görevi bilgi aktarmaktan çok, kişilik inşa etmektir. Çocuklara sabrı, adaleti, sorumluluğu, doğruyu yanlışından ayırmayı öğretenler onlardır. Öğretmen yıprandığında, motivasyonu kırıldığında bu değerlerin aktarımı da sekteye uğrar. Değerleri zayıflayan toplumda ise saygı azalır, kabalık artar, huzur bozulur.

Üçüncüsü, ekonomik gelişmenin hız kaybetmesidir.

Bugünün öğretmeni, yarının mühendisini, doktorunu, girişimcisini yetiştirir. Öğretmenlerin değersizleştirildiği bir ülkede eğitim kalitesi düşer; eğitim kalitesi düşen bir ülkede ise nitelikli işgücü azalır. Bu da ekonomik büyümeyi frenler. Küresel rekabette geri kalmak, istihdam sorunlarının artması ve refahın düşmesi gibi zincirleme sonuçlar doğurur.

Dördüncü sıkıntı ise toplumsal umut kaybıdır.

Öğretmen toplumun moral direğidir. Bir öğretmenin öğrencisinin gözlerine bakıp “Sen başarabilirsin” demesi, bazen bir gencin hayatını değiştiren tek cümledir. Öğretmeni değersizleştirmek, bu umudu da söndürmek demektir. Umudun azaldığı bir toplumda ise karamsarlık, umursamazlık ve yılgınlık kök salmaya başlar.

Öğretmenin değeri, sadece bir güne sığdırılamayacak kadar büyük ve yaşamsaldır. Bu yüzden bir ülkenin aydınlık yarınlara kavuşması için atacağı en doğru adım, öğretmenlerinin itibarıyla ilgilenmesidir. Onlara hak ettikleri çalışma koşullarını, saygıyı ve desteği sunmaktır. Çünkü öğretmenine sahip çıkan toplum, kendi geleceğine sahip çıkıyor demektir.

Unutmamak gerekir: Bir milletin ufkunu genişleten, ona yol gösteren en güçlü ışık, iyi yetişmiş ve değer verilen öğretmenlerdir.

Öğretmeni ihmal etmek ise o ışığı söndürmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

İLGİLİ BAŞLIKLAR
- Reklam -
Kayseri Gün Medya

Son Eklenenler