Başlıktaki söz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a ait.
Bakan hanım Türkiye İstatistik Kurumu’nun projeksiyonlarına göre 2100 yılında Türkiye nüfusunun 54 milyon olacağını, Birleşmiş Milletler projeksiyonuna göre ise 38 milyon civarı olacağını söyledi geçenlerde. Türkiye’de gündemin ana başlığı daima siyaset olduğu için ve her şey siyasete bağlı geliştiği için bu tarz gelişmelerin ıskalanması normal gelmektedir.
Yıllarca özellikle Avrupa’nın bizden çekindiği kudretimiz olan nüfus ve genç nüfus zırhımızı yavaş yavaş kaybetmekteyiz. Bu durum güvenlik ve ekonomik stratejiler başta olmak üzere birçok konuda yeni önlemler alınmasını gerektirecektir. Çalışacak nüfus bulamayınca veya nüfus gücümüzle korku oluşturmayınca büyük sıkıntılarla karşılaşacağımız malumdur.
Meseleye diğer yönünden bakacak olursak da var olan kaynakların 100 milyon kişi yerine 54 milyon kişi tarafından tüketilmesi mutluluk da getirebilir. Belki kişi başına düşen gelir artar, faydasız nüfus elenir.
Faydasız nüfus demişken İstanbul’da Ahmet Minguzzi kardeşimizi sebepsiz yere katleden sokak itleri de gelebilir aklımıza. Bu ülkenin belki geleceğine imza atacak gençleri, ailesinin nafakasını bile temin edemeyecek soyu bozuklardan koruyamıyoruz. Koruyamadığımız gibi neye hükmettiği bilinmeyen bir adalet sistemiyle de bu sokak itlerini yargılamaya çalışıyoruz. Belki zar atsak daha adil bir yargılama olur, yürekler soğur.
Ahmet İstanbul’da olduğu için, ailesinin taraf ve etrafıyla bu ülkenin gündeminde yer aldı. Mekânı cennettir şüphesiz. Allah ailesine sabır versin. Ama bu topraklarda Ahmet gibi nice kuzular var ki sessiz sedasız sokak köpeklerinin önüne atılan, can verişinden haberimiz dahi olmayan.
Sonra bir ara trafik kavgalarının önüne geçileceğini iddia ettiğimiz haberler vardı. Arabasından kavga etmek için inen magandalar tutuklanacaktı falan. Ya bu uygulamadan vazgeçildi ya da kanun var uygulama yok.
Asr-ı cennette yaşamayı beklemiyoruz ama biraz da adil bir ülke istiyoruz çok mu?